Batuhan ALKAN / HERKES DUYSUN (BURSA İGFA)
Esnaf Odası Başkanı Muhammed Nuri Örs, piyasa koşulları, piyasa koşulları ve rekabetin küçük esnafı darp ettiğini vurgulayarak, “Özellikle üç harfli olarak nitelendirdiğimiz firmalarla rekabet etmekte zorlanıyoruz. Siyasi otoriteler artık kendi elleriyle büyüttükleri canavarı kontrol edemiyorlar. Enflasyona baktığımızda 5 markanın ortak karar alarak gıda branşında ve saflık bölümündeki piyasa koşulları başta olmak üzere tüm piyasa koşullarını belirlediğini görüyoruz. Bundan dolayı küçük sermayeli küçük şirketler veya aile işletmeleri, sermayeleri küçük olduğu için satın alma güçleri daha düşük olduğu için rekabet etmekte zorlanırlar. Bütün sorun, rekabetin veya piyasa koşullarının vergi sistemine, SSK sistemine ve BAĞKUR sistemine önemli bir yük getirmesidir.”
“CANIMIZDAN KAN ALMALIYIZ”
Devletin küçük esnafa yönelik bazı teşviklerine de değinen Örs, “KOSGEB’in yeni açılan işletmelere yönelik girişimcilik destekleri var. Ayrıca teşekkür ederim, mevcut hükümet bu konuda gerçekten başarılı çalışmalar yapıyor. Sadece bakkallara değil tüm esnafa ciddi düşük faizli krediler veriliyor. Bu noktada bir avantaj var” dedi. söz konusu.
Kredilerin rekabet için yeterli olmadığının ve daha kalıcı çözümlere ihtiyaç olduğunun altını çizen Örs, “Asıl önceliğimiz Avrupa’da olduğu gibi bir perakende kanunu çıkarmak. Onlarla nasıl rekabet edeceğimizi biliyoruz, peki bu ne anlama geliyor? Gereğinden fazla olan noktaları açmayınız. Bir mahallede bir şirkete ait tek bir işaretin olması. İsteyen istediği yere dükkan açmasın, bunlar kıymetli şeyler. Bunlar da bizim için kalıcı analizler. Bunların yokluğunda can damarımız kopmuşken parmağımıza batan dikeni üzerinden atma mücadelesi veriyoruz. Bundan dolayı kıymetli olan can damarımızı kurtarmaktır, can damarımız kırılmaktadır.” sözlerini kullandı.
Bakkallar ve zincir marketler arasında yaşanan rekabeti sumo güreşçisi ile 20 kiloluk zayıf güreşçinin karşı karşıya gelmesi olarak yorumlayan Bursa Bakkallar Odası Başkanı Muhammed Nuri Örs, bu noktadaki haksızlığın giderilmesini talep ederek perakende yasasını anlattı. bir örnekle;
“Bu konuda eczaneleri düşünebilirsiniz. Herkes istediği yerde eczane açabilir. Bursa’da bin eczaneye ihtiyaç olsa bin bir eczane açılmaz. Zafer Mahallesi’nde 2 eczaneye ihtiyaç olursa fazlası açılmayacaktır. Biz bakkallarda, berberlerde, kahvehanelerde, kafeteryalarda, restoranlarda; Hepsinin böyle olmasını istiyoruz. Esnafın tek kurtuluş yolu bu” dedi. terimleri kullandı.
“BÜTÜN DÜNYA BİZİ ÖRNEK ALIR”
Tarihte Osmanlı ve Selçuklu devletlerinde de bu sistemin kullanıldığının altını çizen Örs, şunları söyledi;
“Dedeme baktığımızda, dedem Osmanlı-Selçukluların bu sistemi kurduklarını ve kullandıklarını görüyoruz. Bütün dünya bunu örnek almış ama biz kendi çocuklarımız uygulamıyoruz. Elin sadakatsizliği onu uygulamıştır. Ahilik teşkilatına bakın mesela sistem tam olarak bu. Bu sadece kuruluş hedefi. Bugün baktığımızda bakkal mı yoksa market mi olacak? Hatta bir örnek vereyim: Görükle Göçmen Konutları’nda iki katlı bir bina var, iki katlı binanın bir yanında üç harfli çarşılardan biri, diğer yanında obur. Birinin kapısı kuzeye, diğerinin kapısı güneye açılıyor. Bu kadar saçma bir ticaret olur mu?
Avrupa’da saydığımız zincir marketlerden sadece birinin bir mahallede açılmasına izin veriliyor, ikincisinin açılmasına izin verilmiyor.
Dönemin Gümrük ve Ticaret Bakanı’yla görüştüğümde bana ‘Cumhurbaşkanı’nın ayak kesicisi gibi kendini mi yontacaksın, yoksa sana bir, bana da kereste fabrikası gibi bir tane mi yontacaksın’ dedi.
‘Sayın Bakanım bir sana, bir bana, kereste fabrikası gibi’ dedim.
Bu düzenlemenin sadece büyük marketlere değil, bakkallara da gelmesini istiyorum. 3600 üyem var. 1500 üyem olsun 3600 değil 1500 üyem aslan gibi parasını kazansın. ‘Yarın ciro yapabilecek miyim? 3400 TL Bağ-Kur primi ödeyebilecek miyim?’ öyle düşünme Eşime garanti verirseniz kayıt dışılığımı da ortadan kaldırmış olursunuz.”
