Anayasa Mahkemesi, gazeteciler için 5 yıllık kıdem tazminatı şartını iptal etti
Anayasa Mahkemesi, gazetecilere kıdem tazminatı ödenmesine ilişkin “meslekte en az 5 yıl çalışmış olma koşulunu” düzenleyen yasa kararını iptal etti.
Resmi Gazete’de yayımlanan karara göre Ankara 21. İş Mahkemesi, 5953 sayılı Basın Mesleğinde Memur ve Memurlar Arasındaki İlişkilerin Tazmini Hakkında Kanun Kararı ile “Mesleğe en az beş yıl kıdeme hak kazanırlar” hükmü ile kıdem tazminatının altı aydan az olduğu belirlendi. Sürenin dikkate alınmaksızın hesaplanacağını öngören kuralın anayasaya aykırı olduğunu ileri sürerek iptali için Yargıtay’a başvurdu.
Anayasa Mahkemesi her iki hükmü de anayasaya aykırı bularak iptaline karar verdi.
Çalışan gazetecinin kıdem tazminatına hak kazanabilmesi için en az 5 yıl çalışmış olması kuralını düzenleyen kuralın iptali halinde, iş sözleşmesinin işçi ile arasındaki iş bağlantısına dayandığı belirtildi. ve patron.
Gerekçede, iş sözleşmesi ile işçi statüsünde çalışanların çoğunun 4857 sayılı İş Kanunu’na tabi olduğuna, gazetecilerin ise 5953 sayılı Kanun’a tabi olduğuna dikkat çekildi.
İşçilerin iş güvencesi, çalışma hayatının risklerinden korunma ve işverene sağladıkları katkının karşılığı olarak öngörülen kıdem tazminatının, niteliği ve tanımı, kanunlarda belirtilen asgari çalışma süresini tamamlaması, İş Kanununa tabi çalışan işçiler açısından kıdem tazminatı temel dinlenme süresi ile sınırlıdır. Özellik için 1 yılın yeterli görüldüğüne dikkat çekildi.
Kararda, “Dolayısıyla, basın sektöründe çalışan gazetecilerin kıdem süresinin beş yıl olarak düzenlenmesi dikkate alındığında, 5953 sayılı Kanun kapsamında çalışan gazeteciler ile diğer kanunlara tabi işçiler arasında fark yaratıldığı anlaşılmaktadır. .” terimi yer aldı.
“Objektif ve makul bir sebebe dayandığı söylenemez”
Demokratik bir toplumun varlığı ve sürdürülmesinde değerli rol oynayan gazetecilerin görevlerini yerine getirirken, bedelleri ve diğer alacaklarının teminat altına alınması için gazeteciler lehine düzenlemeler yapılabileceği ifade edildi.
“Bu kapsamda 4857 sayılı Kanun’da personelin kademe veya nakil veya başka bir yere nakil gibi kıdemleri, patronla aynı sayılmakla birlikte işyerindeki süreler dikkate alınarak belirlenmektedir. Gazeteciliğin mesleki kıdemi belirlenerek, birden fazla işverenin yaptığı işin herhangi bir tavan olmaksızın birleştirilerek ücretlendirilmesi öngörülmüştü, ancak söz konusu avantajlara karşın, çekişmeli kural kıdem süresini kıdem süresine karşı beş yıl olarak belirlemişti. gazeteciler için öngörülen süreden uzun olması ve genel olarak personel için öngörülen sürenin objektif ve makul gerekçelere dayandığı söylenemez.
Öte yandan, kıdem tazminatı, söz konusu kanun kapsamındaki işyerlerinde geçirilen süreler için, kuralda öngörülen beş yıldan sonra kıdem tazminatına hak kazanan basın çalışanının talimatıyla beş yıl üzerinden hesaplanacak. basın mesleğine girdiği ilk tarihten itibaren söz konusu tazminatı alarak önceki dönemi tasfiye eden. Bu durumda kuralın basın çalışanları aleyhine açık bir dengesizlik oluşturduğu ve çok fazla yüke neden olduğu, dolayısıyla farklı muamelenin orantısız olduğu da anlaşılmıştır. Bu prestij ile kuralın mülkiyet hakları bağlamında eşitlik ilkesine aykırı olduğu sonucuna varılmıştır.
Kıdem tazminatının altı aydan az kalan süre dikkate alınmaksızın hesaplanmasına ilişkin kuralın iptali ile ilgili olarak İş Kanunu kapsamında çalışan personel tarafından böyle bir düzenlemenin bulunmadığına dikkat çekildi. 1475 sayılı Kanunun 14 üncü maddesine göre karşılaştırmaya ve kıdem tazminatı almaya uygundur.
Gerekçede, basın çalışanları ile diğer kanunlara tabi işçiler arasında basın çalışanlarının aleyhine bir fark yaratıldığı vurgulandı.
Kesin olarak bir süreden az olan basın çalışanlarının hizmet sürelerinin kıdem tazminatının hesabında dikkate alınmamasının objektif ve makul bir sebebe dayanmadığı belirtilerek, bu kuralın mülkiyet hakları bakımından eşitlik ilkesine aykırı olduğunu belirtmiştir.